Limit Var Eddie

İnsan beyni mükemmel bir sistemin muhteşem bir parçası. Beyin, şaşırtıcı derecede karmaşık ve komplike olabilir. Mesela  insan beyni 100 milyar'dan fazla nöron içerir ve bu nöronların her biri, kendi gibi 10.000 tanesiyle bağ yapar. İnsan beyni, kraniyal sinirler ve omurilik sayesinde merkezî sinir sistemini kontrol eder, çevresel sinir sistemini yönetir ve hemen hemen insanın tüm işlevlerini düzenler. Kalp atışı, soluk alma ve sindirim gibi istemsiz eylemler, otonom sinir sistemi yoluyla farkına varmadan beyin tarafından yönetilir. Düşünce, mantık ve soyutlama gibi daha karmaşık zihinsel eylemler ise bilinçli olarak beyin tarafından yönetilir.

Buraya kadar olanı bir beyin cerrahı arkadaş ile paylaşabilirsiniz. Size cevizi andıran beyinin muazzam koruması kafatası içinde nasıl ameliyat edileceğinden, sinirlerin organlarda nasıl bir fonksiyon üstlendiğinden vs. bahseder. Ama şu konuda net bir ifade takınmaz: "İnsan, beyninin çok azını kullanıyor."

İnsan, beyninin ne kadarını kullanıyor?
Nasıl hesaplanıyor bu çetrefil problem?
Neye göre kıyaslanıyor?

İşte bu meseleye dair bir film, "Limit Yok".
İnsan, beyin fonksiyonlarının sadece küçük bir kısmını kullanabilir tezine “Limit Yok” bir şerh koyuyor ve tümünün kullanımına dair fantastik bir deneme sunuyor...
Sadece bir hap yutarak beyninizin yüzde yüzünü kullanabilmek ister misiniz ?
İlginç ve baştan çıkarıcı bir durum.

Sahiden ister misiniz?

Bir başarısız yazarın, Eddie Mora’nın (Bradley Cooper) bu inanılmaz teklife cevabı tabii ki “evet” olacaktır. Çünkü bu bir film ve senaryo "evet" üzerine.
Peki siz?
Siz ne dersiniz bu soruya?

İlk hap.
Bakışlar değişir, algı detaylanır, teferruat hizaya girer ve hafıza ne var ne yok ictimaya getirir.
İlk hap 39 saniyede tekmil vazifededir ve kitabı için bir harf dahi yazamayan Eddie uçar, kitap hemen yazılır... Havamız değişir tabi. Her şey harika gitmektedir... Fakat Eddie her nedense yazarlığı bir yana bırakır ve aniden kolay para kazanmanın en sofistike yolunu tercih eder... Rakamlar, şirketler ve oyunlar... Zekâ, para getirir... Beyninin yüzde yüzünü kullanabilen bu insanın yapabileceği binlerce şey varken borsa gibi, bir diğerinin yatırımının araklanarak para kazanıldığı en vasat yollardan birini tercih etmesi, sadece hikâyeyi basitleştirmekle kalmamış, daha önce onlarcasını seyrettiğimiz bu hikâye ile film, zekâ dolu, akılda kalıcı hiçbir şey de bize verememiş... Oysa elde edilen her şeyin bir şekilde bedeli vardır Eddie. Bu film içerisinde hastalık, şiddet, korku olarak az da olsa yerini alıyor ve fakat Eddie dostum şunu izah edemiyorsun: "Neye karşılık?"

İşe yaramaz Eddie'nin keyfi  "anında mutluluk" ile yerinde iken film keyifsiz bir hâl alıyor.
"Anında mutluluk" diye bir şey pahalıya gelir Eddie.
Bir hap ve beynin dopinglenmesi "para"dan başka bir şeye çalışmıyorsa Eddie, 15 sn. sonra olacak şeyleri bilmek için "saçmalık" deyip geçmek hata olmasa gerek...
İnsan beyninin tamamını kullanmanın bir bedeli vardır Eddie.
Limit var Eddie...