Son Yazılar

Dokuzun Dokuzu

  

Bu fotoğrafı birkaç dakika önce çektim. Sis, soğuk, tipileyen kar ve takvimlerde yazan 10 Nisan... Tarih ve hâl ile alakalı birkaç kelam eylemezsem kendimi mesul addederim efendim.

Arz edeyim.

İhtiyarların ağızlarından dökülen "Sayılı Günler" şifresini merak edip kulak kesildiğim günden beri buna benzer hava hadiseleri şaşırtmaz beni. Gayet iyi bilirim ki Hıdırellez gelmeden yaz gelmez, sırtımız ısınmaz. Atlatılması gereken kaç badire, geçilmesi gereken kaç mania vardır. Ol sebeple hele yaz biraz bekleyedursun. 

Yaz bekleyedursun ki biz şu Mart'ın yaptıklarına azıcık bakalım:

Mart dokuzu, dokuzun dokuzu, o da olmazsa otuzu

Sayılı günlerin en önemlilerinden biri, eski takvime göre “Mart dokuzu” denilen ve 22 Mart'a rastlayan gündür. Bu günde, Güneş koç burcuna girer ve gece ile gündüz eşit hâle gelir. Hava sıcaklığının gece sıfırın altında 20-25 dereceye kadar düştüğü görülmüştür; don ve kar fırtınası olabilir ya da "Şıvgın" denilen sulu kar yağabilir. Mart ayının dokuzundan dokuz gün sonra, "Dokuzun Dokuzu" denilen gün gelir ki, bu gün hava çok soğuk olur; hatta fırtına ya da kar görülebilir. Yeni uyanan veya çiçek açan ağaçları soğuk vurur.

13- 14 Nisan günlerine rastlayan “Mart Otuzu” da ‘Mart Dokuzu’, ‘Dokuzun Dokuzu’ ya da ‘Mart Otuzu’ sözü ile sayılı günlerden kabul edilir. 18 Nisan'a rastlayan sayılı güne ise“Aprıl Beş” denir...

Yani bunun arkasında daha çok soğuk var ki yaşayan göre...

Her ne kadar Mart dokuzları ile alakalı değilse de sayılı günler mevzuu gündeme geldiğinde İskender Pala'nın aktardığı anekdotlardan birisi hemen aklıma gelir, dillendirmeye çalışırım.

"Kapalı Çarşıdan Fitnat Hanımla hizmetçisi gidiyor, arkalarından da Koca Râgıp Paşa ile uşağı (veya Haşmet) geliyormuş. Kocakarı soğuğu (berdel’acuz) zamanı olduğu için hava pek soğukmuş. Râgıp Paşa, Fitnat Hanıma lâf atmak için: “Bu kocakarı da ortalığı dondurdu” demiş. Fitnat Hanım arkasını dönmüş. Koca karı fırtınasından sonra gelen öküz fırtınasına (sitte-i sevr) telmihen: “Arkasından da öküz geliyor” demiş."

Sitte-i Sevr mi dedi?

Arz edeyim: Sitte-i sevr dönemi 21 Nisan ile 26 Nisan tarihleri arasını kapsamaktadır. Anadolu yaşayan çiftçiler “Sitte sevir, her saati bir devir”ile denizciler ise “Sitte-i sevür, kapıyı çevür” sözleriyle insanları uyarmışlardır.

Yani efendim... 

Aman aman duralım. Kâfi Kâni Efendi. Kâfi.

Hiç yorum yok