Son Yazılar

Kâșkî


Son nefeslerini vermek üzere olan insanları evlerinde ziyaret edip bakımlarını üstlenen Avustralyalı yazar Bronnie Ware, 'Ölmek Üzere Olanların En Yaygın 5 Pişmanlığı' adlı bir kitap yayımlamış.

O 5 pişmanlık şunlarmış:

1- Başkalarının benden bekledikleri yerine keşke kendi istediğim hayatı yaşayacak cesaretim olsaydı.
2- Keşke bu kadar çok çalışmasaydım.
3- Keşke duygularımı açıklayacak cesaretim olsaydı.
4- Keşke arkadaşlarımla ilişkimi kesmeseydim.
5- Keşke daha mutlu olmama izin verseydim.


Demek Avustralya'da yaşayan ve yazarımız tarafından bakımları üstlenen bu insanlar arasında hiç mutlu olanlar yok. İyi ki şöyle yaptım, bunu ettim girmemiş literatüre. Yok, belki de girdi ama yazarımız "pişmanlık" penceresini sonuna kadar açtığı için görülmüyor.

Mesele şu "Keşke"

Farsça “kâș” ve “ki” edatlarından meydana gelen “kâșkî” kelimesi, genellikle dilek cümlelerinin bașına getirilir ve “ne olurdu,  olsaydı” anlamında tahassür, temenni ve pișmânlık bildiren bir kelimedir. Her insanın hayatında, ele geçen fırsatları değerlendirememe, düșündüğünü gerçekleștirememe, pișmanlık duyma ya da hayıflanma gibi durumlar olabilir.

Hayata, sıradan insanlardan biraz daha farklı bir gözle bakan șairlerin, gerçekleștirmek istedikleri, özlem duydukları ya da en çok hayıflandıkları hususların neler olduğu anlamak için șairlerin “kâșkî” redifli gazellerine bakmak yeterlidir.

Mihri Hatun şöyle başlıyor gazeline:

Dergehinde ol șehün ma'lūm olaydum kāșkī
Zıdmetinde akıbet mahdūm olaydum kāșkī

Padișah olarak gördüğü sevgilinin dergâhında bilinip/tanınıp onun hizmetçisi olmayı arzulayan șair, ikinci beyitte bunun gerçekleșmeyeceğini söyler. Çünkü her zaman olduğu gibi “felek, sevgiliye kavușmamızı bize nasip etmez” diyerek feleğe sitem eder.

Bir başka beyt:

Ka'be kūyında habībimün tavāf idenlerün
Ayaġı altında toprak kum olaydum kāșkī


Şairemiz, Hz. Muhammed’in așkıyla Kabe’yi tavaf edenlerin ayağının altındaki toprak ve kum olmayı arzulamaktadır.

Hayreti ne diyor "Keşke"sinde:

Bende-i ıșka ben delü baġlanmamaydum kāșkī
Göz görürken oda düșüp yanmayaydum kāșkī


Așkı ateșe düșüp yanmak olarak gören șair, “keșke deli olup așka bağlanmasaydım” diyerek âșık olușuna bir nevi gerekçe bulur.

Yine de akıllanmamış ki Hayreti ekliyor bir beyt daha:

Bāġ-ı hüsnin seyr iderdüm dün gice seyrümde āh
Hayretī o hābdan uyanmayaydum kāșkī


Rüyasında güzellik bağını (sevgilinin yüzünü) seyreden Hayretî, âh çekerek bu uykudan uyanmak istemediğini dile getiriyor.

Ah Nev'i ah senin bir beytin bile yürek dağdağan hakkında his verir bize:

Olmayaydı bende hergiz çeșm-i bīnā kāșkī
Görmeyeydüm yāri aġyār ile tenhā kāșkī


Sevgiliyi rakip ile başbaşa gördünse sen iflah olur musun ey şair... Keşkeler değil vahlar, ahlar düşmeli redifine, vah sana...

“Temelsiz dünyanın mal ve mülkü için gam çekenler, dünyanın fâni olduğunu keșke bilseler” diyerek dünyanın geçiciliğini ve dünya malının gam çekmeye değmeyeceğini bize çok tanıdık, bildik bir ses fısıldıyor: Baki

Gam çeken māl ü metā-ı dehr-i bī-bünyād içün
Neydügin bilse me'āl-i hāl-i dünyā kāșkī

Örnekler çoğaltılabilir. Meselenin ağzını yüzünü şöyle toparlamakta faide vardır. Hele ki göz toprağa kaymaya başlamasın, "keşke" bulutları baş üzerinde fırıl fırıl dönmeye başlar. "Keşke" ulaşılamayan her şeyin adıdır. Uzaktır. Zordur. Acıdır. Hep pişmanlıktır. Gözyaşıdır...

İster dünyanın çok uzak bir yüzünde, ister asırlar önce ama içimizde, ister şimdi atı ile zamanımızda yaşansın insanın bir damarı "keşke" diye atmaktadır. O sebeple olsa gerek Allah Resulü uyarıyor:

Ebu Hureyre (r.a)'den Rasulullah (s.a.v)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:

"Sana faydası dokunacak hususlara azimle sarıl. ALLAH'tan yardım iste. Sakın acze düşme. Başına bir zarar geldiğinde, "Eğer / Keşke şöyle yapsaydım, şöyle olurdu" deme. Ancak, "ALLAH böyle takdir etti ve ALLAH dilediğini yapar" de. Zira, "Eğer / Keşke" sözü şeytanın işine yol açar" (Müslim)

İkaz net. Köşeli bir parantez açıp içine tıkıştırıla "keşke". Ne ölmek üzere iken ne daha hayatta iken... Ne demişler "Her şey nasip, kısmet. Dayak bile nasip iledir...

Hiç yorum yok