Taşranın Hâlleri

Ben, yeni şehirlerde yaşamalıyım. Yeni caddeler, yeni binalar, yeni mimari, mutlaka yeni insanlar. Ne demek yeni insan? Mukim, yerleşik düzenin değişmezi, hiyerarşide asla atlanmayan unsur. Taşralı.

Ben, yeni şehirlerde yaşamalıyım. Hepsinden öte kalabalık olmayan yeni şehirlerde yaşamalıyım ben. Kalabalıklarla akmak harcım değil. Mukavemet gücüm de pek zaif. Öyle ise ne işim var İstanbul'da, Ankara'da benim? Hem yeni olmayan şehir demek illa tarihi şehir demektir. Her şehrin az çok bir tarihi, bir hatırası, okunmamış dar sokakları, değilmemiş bulutları yok mudur? Vardır elbet. Şehir demek sükuta matuf bir ifadedir desek ne güzel olurdu. Şehir, gürültü, kalabalık, fenalık, karmaşa ve kaos...

 Anadolu'nun tarihi bir şehrinden dünyaya bakmak taşranın hallerine vakıf olmak demektir. Taşra demek biraz köylülük, biraz cahillik, biraz biz. Sağdan yürüyen hayata sol karıştırmaktır taşranın halleri. Bolca nemelazımcılık, sıkça aman sende efendidir taşranın sokaklarına yayılan içe kapanıklık. Sosyolojik tahlillerden yığınla sonuç çıkartılabilir bu ictimai sloganın körlüğüne dair. Haddim değil. Ol sebeple ben yüreğimin dayanmadığı eskiye hasreti yeğleyerek yeni bir şehrin yepyeni bir caddesinde gördüklerimi umursamadan yürümeliyim. Yoksa şu resim karesindeki florasan kadar uygunsuzluğum malum olacak dünyaya.

Hacı Kılıç Camii ve Medresesi'ne dair detaylı bilgi ve resimler için:


Hacı Kılıç Camii: http://www.kayseriden.biz/icerik.asp?ICID=149
Hacı Kılıç Medresesi: http://www.kayseriden.biz/icerik.asp?ICID=191