Eylül
hüzün mü
yoksa elifba kadar eski bir sır mı
eylül’ü anlatmak?
salça
kaynatan kadınların dumanı
göğe yükselir,
teneffüs serinliği
defter kokusu
sayfa arasında bir yaprak—
ben susarım.
bir alpay
şarkısı kadar
yavaş akar zaman.
su,
matemli ses,
sofrada bölünen kuru somun.
yaşlılık değil
yalnızlık değil
eylül.
yanaklarımda
çizikler
gözlerimde hüzün
günde bin kez ölmek
yağmurun adıyla:
eylül.
ben
gülmesini bilmem,
her derkenar ağıttır.
gel—
yalnız gecelerime şahit ol.
dudak kenarımda
suskunluğun adı:
eylül.
itirafı zor
ama sır değil:
sana aşkım
eylül.

Hiç yorum yok