Alışkanlık
Alışkanlık kör bir kuyu ise alışkanlar nedir?
Soru yanlış.
Kimdir olacak.
Soru yanlış ama cevap da yanlış.
Niçin?
Alışkanlar diye bir kelime illetlidir de ondan.
Mübtela desek.
O zaman değişir. Mesela “dertli, hasta, başı sıkıntılı, rahatsız, belâlı, düşkün, tutkun” manalarından birisini seç ve falına bak. Ne görüyorsun?
Çün sana gönlüm mübtela düştü
Derd ü gam bana aşina düştü
Olmadı şimdi. Meselemiz bu değil. Alışkanlık yararlı veya zararlı, refleks haline getirilmiş davranış veya düşünce biçimidir.
Derler ki;
Beethoven yedi ve sekizinci senfonilerini bitirdikten sonra Goethe'yi ziyaret eder. Eserlerini, sanat ve fikir çevrelerinde ağırlığı tartışmasız kabul edilen Goethe'ye beğendirmek ister. Büyük bir özenle icra ettikten sonra, "Nasıl buldunuz üstad?" diye sorar. Herkesin bilgeliğini kabul ettiği, çağlar boyu ışıldayacak idrak sahibi Goethe şu cevabı verir: "Bir hayvanın boğazlanması gibi bir şey!". Tabii bu cevabın Beethoven'ı ne hale getirdiğini tahmin etmek güç değil. Ancak ilk anda bir dâhinin bile yadırgadığı çok sesli müzik, zamanla bugünkü göz kamaştırıcı haline kavuşmuştur.
İşte alışkanlık bunun gibi bir şey…
Hiç yorum yok