Ali kimdir?
Muhammed Ali benim için kimdir?
Çocuktum. Siyah beyaz televizyonumuz ta Almanyalardan gelmiştir. Uğruna kaç çocuk ne kadar gözyaşı dökmüştür, hey hey de hey hey... Belli saatlerde yayın vardır. Birkaç dizi: Küçük Ev, Zengin ve Yoksul, Kunta Kinte... Yani Afrikalı güzel insanlar. Yani kölelik. Yani ikinci sınıf insan. Ne ikinci sınıfı üçüncü, dördüncü...
Çocuktum. Afrikalıları seviyordum. Bembeyaz dişleri vardı onların. Göz aklarından daha beyaz dişleri, yürekleri. Gözyaşları dahi beyazdı onların ve bir kez olsun televizyon dışında Afrikalı görmemiştim. Beyaz adama karşı nasıl kızılderilileri tutuyorsam, pamuk tarlalarında da siyah tenli güzel insanları tutuyordum.
Çocuktum. 1970'li yıllar. Ne afişler ne yayınlar ne kitaplar... Siyah beyaz bir televizyon. Gecenin üçü, dördü. Yataklardan bizi sıçratan, mevzilere sokan televizyonda boks maçı. Bir yanda Muhammed Ali bir yanda bütün kötüler; kötü beyazlar, kötü dünya... Gecenin üçüdür ve büyük bir şair henüz şu mısraları yazmamıştır:
Gecenin üçüdür en uygun zaman, bahse girerim
düşünün: sabah çok yakın
oysa ışıltı yok ortalıkta
nerdeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık
henüz uyanmış bazıları
henüz uyumamış bazıları
bazıları uyanmış uykusuna doymadan
bazıları uykusuna varmadan doymuş
Gecenin üçüdür ve bir adam kelebek gibi uçup arı gibi sokmaktadır.
Ali.
Muhammed Ali.
Vur.
Bir daha vur.
Allahu Ekber.
Nakavt...
Çocuktum. Uyurdum ve rüyama Muhammed Ali girerdi. Sonra rüyalar ve gerçekler birbirine karışırdı. Ben gittikçe siyah olurdum. Simsiyah olurdum. Dişlerim beyazlardı. Kardeşlerim...
Hiç yorum yok