Çocukların elleri
Romy Schneider ölü bulunduğunda avucunda sıkışmış bir kâğıt parçası varmış.
Kendisi gibi tiyatro ve sinema oyuncusu olan babası Wolf Albach- Retty'nin bir zamanlar yaşgünü hediyesi olarak yazıdığı şu sözler okunuyormuş o kağıt parçasında: "Çocukluğunu cebine sıkıştırıp kaç buralardan, çünkü sadece senin olan tek şeydir o!"
Neye yeniden dönmek mümkün ki çocuklukla hayata yeniden başlamak mümkün olsun.
Çocuktuk.
Düştük.
Dizlerimiz kanadı.
Ağladık.
Annemize sarıldık.
Yaptıklarımız çocukça karşılandı.
Dünyayı keşfe çıktık.
Şimdi.
Yaşadık ve yaşadıklarımız bizi besleyen bir damar olarak durmadan kan ve hatıra pompalıyor.
Çocukluğundan beslenmeyen bir yazar var mıdır?
Geçiniz yazarı "insan" var mıdır?
İlk fırsatta kaçılır çocukluğa.
Berrak, sıcak, tertemiz, hesapsız, zahmetsiz bir liman...
Herkesin çocukluğu böyle midir?
Yine de çocukça olandaki masumiyet bize kapı aralıyor. Karanlık, dar dehlizlerden değil gökten açılan bir kapı aralıyor. Az çok bütün çocuklarda kendimiz varız.
Çocukluğumuza geri gidemeyeceğiz.
Bu doğru.
Çocukların dünyasına gidebilir miyiz?
Çocukların elleri havada...
Hiç yorum yok