Bir Adam Girdi Şehre Koşarak
İlk Söz diyor ve ekliyor Tarık Tufan Bir Adam Girdi Şehre Koşarak'ta:
"Yakama yapışan cümleleri yazdım. Bir cümle insanın yakasına yapışır mı demeyin, yapışır.
Gördüklerimi, hatırladıklarımı, sayıkladıklarımı, unuttuğumu sandıklarımı, gözlerimi kapatır kapatmaz zihnime üşüşenleri yazdım.
Aklıma ilk geldikleri halleriyle yazdım cümleleri.
Bir küçük gazete haberini, bir film sahnesini, yolda gördüğüm İnsanları yazdım.
Çoktan kabuk bağladığım düşündüğüm yaralarım vardı. Yanılmışım. Yazmaya başlayınca onlar da bir bit sızlamaya ve bazen de kanamaya başladı.
En çok tekrarladıklarım, en çok ihtiyaç duyduklarımdır.
Bundan öte bir amacım yok."
Sıcak. Samimi. Tarıkça ifadeler. Daha ilk sayfada kollarındasınız içtenliğin.
Ve sonra demeye kalmadan "Anna" sarıp sarmalıyor zihninizi, vicdanınızı, etinizi, kemiğinizi.
"Biz her şeye. esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna."
Tanrı bizimle de konuşur belki.
Belki.
Gece Düşleri geçiyor havsalanızdan. Muhabbet geçiyor. Çaya bakarken o alıştığınız çay gibi bakmıyorsunuz artık. Su, o su değil. Camlar, evler, sayfalar, kırılan kalpler, titreyen eller... Bir anda başka bir gözle bakıyorsunuz içinize, dışınıza. Farkındalığa fark ederek çağırıyor Tarık Tufan. Uzattığı elleriyle.
İyi ki Lutf ve kerem sahibi seni karşımıza çıkartarak bizi mükafatlandırdı. İyi ki...
Allah'a, Tarık Tufan için de şükretmek gerek.
"Yakama yapışan cümleleri yazdım. Bir cümle insanın yakasına yapışır mı demeyin, yapışır.
Gördüklerimi, hatırladıklarımı, sayıkladıklarımı, unuttuğumu sandıklarımı, gözlerimi kapatır kapatmaz zihnime üşüşenleri yazdım.
Aklıma ilk geldikleri halleriyle yazdım cümleleri.
Bir küçük gazete haberini, bir film sahnesini, yolda gördüğüm İnsanları yazdım.
Çoktan kabuk bağladığım düşündüğüm yaralarım vardı. Yanılmışım. Yazmaya başlayınca onlar da bir bit sızlamaya ve bazen de kanamaya başladı.
En çok tekrarladıklarım, en çok ihtiyaç duyduklarımdır.
Bundan öte bir amacım yok."
Sıcak. Samimi. Tarıkça ifadeler. Daha ilk sayfada kollarındasınız içtenliğin.
Ve sonra demeye kalmadan "Anna" sarıp sarmalıyor zihninizi, vicdanınızı, etinizi, kemiğinizi.
"Biz her şeye. esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna."
Tanrı bizimle de konuşur belki.
Belki.
Gece Düşleri geçiyor havsalanızdan. Muhabbet geçiyor. Çaya bakarken o alıştığınız çay gibi bakmıyorsunuz artık. Su, o su değil. Camlar, evler, sayfalar, kırılan kalpler, titreyen eller... Bir anda başka bir gözle bakıyorsunuz içinize, dışınıza. Farkındalığa fark ederek çağırıyor Tarık Tufan. Uzattığı elleriyle.
İyi ki Lutf ve kerem sahibi seni karşımıza çıkartarak bizi mükafatlandırdı. İyi ki...
Allah'a, Tarık Tufan için de şükretmek gerek.
Hiç yorum yok