Elveda Ey Şehr-i Ramazan


Ramazanın son günü.
Arefe.
Bayram kokusu topraktan yayılan yağmur kokusuyla birlikte geliyor.
Hüzün ve sevinç bu olsa gerek diyorum.
Mutlu ve kederli olmak böyle bir şey.
Gelenle sevinmek gidenle yüreği göndermek...


Bir gelenekten bahsediyor Osman Özsoy Haber7'de. Şöyle yazıyor:

"Ramazanın son iftar saatinde oruçları açmak için ezanların okunması beklenirken, özellikle evlerdeki en yaşlı hanımlar yanlarına içine su doldurulmuş tas, maşrapa, ibrik, kova gibi malzemeler alarak, ezanın okunuşu ile birlikte, güneşin battığı istikamate doğru ellerindeki kaptaki suyu ileriye doğru serperler.

Tıpkı, gurbete giden insanların arkasından serpilen su gibi..

Özellikle evlerdeki bayanlar, yani ninelerimiz ve annelerimiz, Ramazan ayına adeta bir şahsı manevi, yani evlerine gelen, vakti saati geldiği için de gitmek zorunda kalan bir misafir mumalesi yaparlar. Ertesi yıl gene gelip, gene buyurması için, ramazan ayını adeta çok sevip sayılan hürmetli bir insan gibi kapıdan yolcu ederler."

Kapıya döküldük.
Misafirimiz kapıdan yolcu eder gibiyiz.
Bize şahit olarak git ve bize şahit olarak tekrar dön ey Ramazan... Gözde yaş, yürekte gam.

Ayrılık acısına da bayram mutluluğuna da hamd üstüne hamd olsun.

Hiç yorum yok