Aklı Başında Bir Kalem: Haşmet Babaoğlu
Türkiye’nin hakiki manada entelektüellere ihtiyacı var, hemfikir olduğumuz bir husus bu. Sığındığı çatıların silahşörlüğünü yapmayacak, doğruyu nerede, nasıl bulursa bulsun dile getirecek ve gerçek manada ülkesini ve ülke insanını ve dahi bütün insanlığı sevecek entelektüeller…
Bu ifadelerin dışında kendilerini entelektüel olarak lanse edip – veya edilip – kalem oynatan yüzlerce yazarımız var. Kimisi patronunun ihalesini takip ediyor, kimisi masabaşı uyduruk haberler üretip memleket evlatlarını attığı çamur ile zan altında bırakıyor. Hiç birisine bulaşmasa bile kestirmeden “irtica” yaygaraları ile kendince bir yerlere sevimli görünmeye çalışıyor. Arzu edenlerimiz çarşaf çarşaf gazetelere, haber programlarına bakıversin.
Türkiye’de iyi insanlar da var mutlaka. Sağduyulu, yüreği ile merhameti kuşanan ve ülkesinden, dünyadan haberdar olan insanlar… Haşmet Babaoğlu bunlardan birisidir. İbrahim Tenekeci şiirini O’ndan dinlemek ayrı bir zevk verir, İsmet Özel tartışmalarına aklı selim yorumlar getirir ve Lübnan’a gazetesi kadar sağır değildir. Enteresan ve hoş bir entelektüeldir hasılı.
Haşmet Babaoğlu mezkur özelliklerinden neşet sanırım NTV’deki malum programında izleyicilere kısaca şu açıklamayı yaptı pazartesi akşamı:
“Futbolcu futbolcudur. Milliyetini asla tartışmayız. Ancak milliyetleri tartışanları tartışırız.
Fenerbahçeliler şimdi söyleyeceklerime belki kızacak ama Bosna olaylarında bu ülkenin her vatandaşı gibi onların da kalplerinin nasıl sızladığını biliyorum.
Kezman gol attıktan sonra Çetnik işareti yapıyor. Bu işareti Bosna Hersek maçında da yaptı ki, ayıptır.
Çetnik, 2. Dünya Savaşı ve yakın zamanda Bosna’da, Kosova’daki acımasız milliyetçi Sırp çetelerine verilen addır. Eminim, Kezman’ı yöneticiler uyaracak, kulağını çekecektir.”
İşte tam bu noktada durup şunları da ekledim.
“Burada bir hayır da vardır belki. Belki Fenerbahçe bu karanlıktan bir aydınlık çıkarır. Bu ‘rahatsız’ çocuğu rahatlatır ve yalnız futbol dünyası değil Kezman da kazanır.”
***
Bosna’ya, Sırp vahşetine, Çetnik’e ve dahi Kezman’a karşı en ufak bir bilgisi bulunmayan zevat ayağa kalkarak Haşmet Babaoğlu’nun ne “ırkçı, şerefsiz”in teki olduğunu bıraktılar ne “sen şiddet yanlısı bir ırkçısın” demediklerini ne de ana, avradını…
Ne diyor Babaoğlu:
“Ben 140 bin Bosnalı’nın ölümüne, 2.5 milyon insanın evinden yurdundan olmasına neden olan bir savaşı çok çirkin biçimde hatırlatan bu işaret bizim sahalarımızda görülmesin istedim.”
…
“Ama hepsi bir yana, açın okuyun; bir bilene sorun da Saraybosna’da neler oldu öğrenin be kardeşim...”
Hadise işte bu. Maalesef ülkenin geldiği nokta da bu. Haşmet Babaoğlu bu uyarıyı yapmasa kendine karşı dürüst olmayacaktı, yaptı, şimdi bütün namlular kendisine doğrultulmuş vaziyette. Saraybosna’da yaşananlar hakkında çok az bilgisi olanlar dahi Babaoğlu’nun aslında çok “kibar” bir uyarı ile meseleye dokunup geçtiğini fark edecektir. Peki kopan bu yaygaranın aslı esası nedir?
Onu da Babaoğlu harika yanıtlıyor:
“Türkiye’de bu iş artık öyle bir hale gelmiş ki, insanlar öte dünyada kendilerine “Galatasaraylı mısın, Fenerbahçeli misin?” diye sorulacağını sanacak kadar çılgınlaşıyor.”
Allah bizlere akıl fikir versin.
İsrail Dostluk grubu üyesi milletvekillerinden Aliya’nın gözlerindeki ıstırabı hissedemeyen kulüp yöneticilerine, futbolu din noktasına getiren taraftarlardan ümmet coğrafyasına bigane kalan insanımıza Allah, basiret versin, merhamet versin…
Bu ifadelerin dışında kendilerini entelektüel olarak lanse edip – veya edilip – kalem oynatan yüzlerce yazarımız var. Kimisi patronunun ihalesini takip ediyor, kimisi masabaşı uyduruk haberler üretip memleket evlatlarını attığı çamur ile zan altında bırakıyor. Hiç birisine bulaşmasa bile kestirmeden “irtica” yaygaraları ile kendince bir yerlere sevimli görünmeye çalışıyor. Arzu edenlerimiz çarşaf çarşaf gazetelere, haber programlarına bakıversin.
Türkiye’de iyi insanlar da var mutlaka. Sağduyulu, yüreği ile merhameti kuşanan ve ülkesinden, dünyadan haberdar olan insanlar… Haşmet Babaoğlu bunlardan birisidir. İbrahim Tenekeci şiirini O’ndan dinlemek ayrı bir zevk verir, İsmet Özel tartışmalarına aklı selim yorumlar getirir ve Lübnan’a gazetesi kadar sağır değildir. Enteresan ve hoş bir entelektüeldir hasılı.
Haşmet Babaoğlu mezkur özelliklerinden neşet sanırım NTV’deki malum programında izleyicilere kısaca şu açıklamayı yaptı pazartesi akşamı:
“Futbolcu futbolcudur. Milliyetini asla tartışmayız. Ancak milliyetleri tartışanları tartışırız.
Fenerbahçeliler şimdi söyleyeceklerime belki kızacak ama Bosna olaylarında bu ülkenin her vatandaşı gibi onların da kalplerinin nasıl sızladığını biliyorum.
Kezman gol attıktan sonra Çetnik işareti yapıyor. Bu işareti Bosna Hersek maçında da yaptı ki, ayıptır.
Çetnik, 2. Dünya Savaşı ve yakın zamanda Bosna’da, Kosova’daki acımasız milliyetçi Sırp çetelerine verilen addır. Eminim, Kezman’ı yöneticiler uyaracak, kulağını çekecektir.”
İşte tam bu noktada durup şunları da ekledim.
“Burada bir hayır da vardır belki. Belki Fenerbahçe bu karanlıktan bir aydınlık çıkarır. Bu ‘rahatsız’ çocuğu rahatlatır ve yalnız futbol dünyası değil Kezman da kazanır.”
***
Bosna’ya, Sırp vahşetine, Çetnik’e ve dahi Kezman’a karşı en ufak bir bilgisi bulunmayan zevat ayağa kalkarak Haşmet Babaoğlu’nun ne “ırkçı, şerefsiz”in teki olduğunu bıraktılar ne “sen şiddet yanlısı bir ırkçısın” demediklerini ne de ana, avradını…
Ne diyor Babaoğlu:
“Ben 140 bin Bosnalı’nın ölümüne, 2.5 milyon insanın evinden yurdundan olmasına neden olan bir savaşı çok çirkin biçimde hatırlatan bu işaret bizim sahalarımızda görülmesin istedim.”
…
“Ama hepsi bir yana, açın okuyun; bir bilene sorun da Saraybosna’da neler oldu öğrenin be kardeşim...”
Hadise işte bu. Maalesef ülkenin geldiği nokta da bu. Haşmet Babaoğlu bu uyarıyı yapmasa kendine karşı dürüst olmayacaktı, yaptı, şimdi bütün namlular kendisine doğrultulmuş vaziyette. Saraybosna’da yaşananlar hakkında çok az bilgisi olanlar dahi Babaoğlu’nun aslında çok “kibar” bir uyarı ile meseleye dokunup geçtiğini fark edecektir. Peki kopan bu yaygaranın aslı esası nedir?
Onu da Babaoğlu harika yanıtlıyor:
“Türkiye’de bu iş artık öyle bir hale gelmiş ki, insanlar öte dünyada kendilerine “Galatasaraylı mısın, Fenerbahçeli misin?” diye sorulacağını sanacak kadar çılgınlaşıyor.”
Allah bizlere akıl fikir versin.
İsrail Dostluk grubu üyesi milletvekillerinden Aliya’nın gözlerindeki ıstırabı hissedemeyen kulüp yöneticilerine, futbolu din noktasına getiren taraftarlardan ümmet coğrafyasına bigane kalan insanımıza Allah, basiret versin, merhamet versin…
Hiç yorum yok