Kar Büyütmek
Bu günü, bu ahvali, bu fırtınayı kayıt altına almak gerek...
Neşet Ertaş türküsü gibi damarlarımızda gezinen kış güneşi dün akşama doğru yerini Kayseri'nin meşhur eserine bıraktı. Gece boyu esti de esti mübarek. Lakin asıl maharetini gün ışımasına saklamış. Estikçe iştahlandı, savurdukça keyfe geldi, dokunmadık ne dulda bıraktı ne ödünü koparmadığı dal budak. Bir gün boyu fasılasız esmiş, kırmış, yıkmış, hükümranlığını ilan etmiş olarak ikindiye doğru, taşıdığı kara bulutların kursağından dökülen yağmura eşlik ederek yavaş yavaş, usul usul el çekti.
İki namaz vakti arasında şakır şakır yağdı yağmur. Aylar boyunca göklere baka kalmış, yağmur yolu gözlemiştik. Toprağın "şükür" çığlıklarını daha yeni duyuyorduk, daha yeni kanıyordu suya mübarek. Onun da hevesi kursağında kaldı. Acelesi varmış gibi yağan yağmur birden beyaz beyaz tanelere dönüştü. Elhan-ı Şita söylemeye başladı bulutlar. Bir yandan koşar adım kar yağıyor, bir yandan arz beyaza duruyor, bir yandan şimşekler çakıyor, gök gürlüyordu.
Şöyle sesler çınlıyor kulağımda.
Dünyanın en uzun hüznü yağıyor,
...
Yok, duymayacağım Erdem Abi.
Bugün hayret makamında durmak epece yordu beni.
Sadece kar büyütmek istiyorum içimde.
Hiç yorum yok