Maskem Nerede?

Olağanüstü zamanlardan geçiyoruz. Akranlarımla birçok darbeye, muhtıraya, ekonomik sallantılara, siyasi çözümsüzlüklere, haddi aşan söz ve uygulamalara, ihanetlere vs. şahitliğimiz olmakla birlikte bu durum yenilir yutulur cinsten değil, kabul etmek gerekiyor. Dört İncil'den Yuhanna'yı bile tercih etmeyen, ömrü boyunca su ve elektrik kesintilerinden tank seslerine, sorti yapan uçaklardan kendi bankasına kamyon dayayıp içini boşaltan bankacılara, acayip ödemeler için "verdimse ben verdim, kime ne?" diyen devlet büyüklerimize, havada uçuşan anayasa kitapçıklarına, zengin kız fakir oğlan filmlerine gözyaşı dökmüş olanları avuttuğumuz, kılkuyrukları adam sandığımız ve aldandığımız dönemlere vakıf olmamıza rağmen şu günlerde ağızları örtmesi gereken maske olmadığı için o ağızlardan şu kelam dökülüyor: Maskem Nerede?

O, Anadolu irfanı ile yoğrulmuş aklı ve eli vicdanların üzerine koyarak salgın için şu ve benzeri şeylerin yapıldığı itiraf edilmektedir:

Seyahat ve ulaşım kısıtlamaları, Kitlesel hareketliliği azaltmaya yönelik tedbirler, Çalışma hayatına yönelik tedbirler, Sağlık kurumları ve sistemindeki tedbirler, Yurt dışından tahliye edilen vatandaşlar ve uluslararası dayanışma adımları, Ekonomik tedbirler, Sosyal yardımlaşma, Okulların tatil edilmesi ve maske dağıtımı...

Hah işte mesele burada. İnsanoğlu yapılan dünyalarca işi ve çekilen sıkıntıları görmez, eline ulaşmayan maskelerden dolayı basar çığlığı: Maskem nerede?

Sonrasında bu soru herkesin ağzına yayılır.

"Hani PTT kargo ile evlerimize gelecekti?"
"Hani eczanelerden alabilecektik, kaç zaman geçti bir türlü alamadık."

Ya hu maskeleri bir kenara bırakarak Covit 19 üzerine konuşalım, bakınız Türkiye kendine, adına, geçmişine, büyüklüğüne layık olan bir şekilde hazırlığını yaptı, gardını aldı, saydığımız ve saymadığımız bütün tedbirlerle felaketi asgari yaşıyoruz, dün itibariyle vefat eden hasta sayımız dahi ellinin alına düştü, gidişat müspet, Türkiye'nin ortaya koyduğu işin önemini bütün dünya kabul ediyor, bunu Türkiye'de yaşayan bizler samimi bir şekilde tespit ediyor, gözlemliyor, hükûmetin yaptığı şeylerle iftihar ediyoruz...

Tamam da maskem nerede abi?

Hükûmetin yaptığına denizi geçip derede boğulmak dense yeridir. Söz verdin, tutamadın. Bin kalem işin yanında bir bile etmeyen maske için değer miydi?

Hükûmetin başarısız olmasını isteyen belli bir güruh var. Bunlar için ne yaparsanız yapın memnun edemeyeceksiniz. Vefat sayılarının azlığından, hastanelerde karmaşa yaşanmayışından, alınan yerinde tedbirlerden rahatsız bir kesim. Yapılan bütün çalışmaları, bütün faaliyetleri, bütün uykusuz geceleri bir kenara bırakacak ve mal bulmuş mağribi gibi bağıracak: Maskem nerede?

İktidar maske işini, hangi sebepten ise, çözemedi. Son çare olarak maskelerin yine para ile alınmasında karar kıldı. Belki ilk başta yapılması gereken işi şimdi yapıyor. Buna hatadan dönmek diyelim. Gayet iyi biliyoruz ki Türkiye'de azımsanmayacak bir sayı, maske üzerinden saldırıyor, Saldıracak. Mesnetsiz de olsa saldıracak. Haklı da olsa saldıracak. Mesele şu: Bu ağzı olanın konuştuğu kesime gaza gelmeye müsait insanımız da katılıyor. Maskem neredeyi şöyle devam ettiriyor: Amerika'ya, İngiltere'ye, İtalya'ya ve daha onlarca ülkeye yardım ediyorsunuz, bize maske dağıtamıyorsunuz?

Buna fırsat vermemek gerek.

Sahi, yardım edeceksek dünyanın dört bir yanında buna fazlasıyla ihtiyaç duyan ülkelere yapsak olmaz mı? Amerika, İngiltere ya da bir başka Batılı devlet eline sağlık mı diyecek?

Salgın bitmedi. Mücadele durmadı. Tedbirler bırakılmamalı.

Verin kardeşim bir an önce maskeleri de vatandaşın gündemi değişsin.


--- --- ---

Bu yazı niçin yazıldı? - Desem öldürürler, demesem öldüm.
Bu yazıda ne var? - Olağandışı bir şey yok, biz varız, biz Türkler biraz böyleyiz.
Bu yazıyı kim, nerede yazdı? - Bu da soru mu şimdi.