Siz hiç deli oldunuz mu?
Siz hiç deli oldunuz mu?
Ben bir kere oldum, akıllandım.
Baktım kolesterolüme, fazla kilolarıma, çabuk kızmalarıma iyi geliyor sıkça deli olayım dedim.
Siz hiç deli oldunuz mu?
...
O zaman nedir bu trafikteki haliniz? Maçlarda çıldırmalarınız, okul önlerinde kavgalarınız, şiddetli geçimsizlikleriniz, sokakları kirletişiniz, annelerinizi üzüşünüz, adam gibi yapmadığınız sorumluluklarınız, şiddete meyyal oluşunuz, şiir okumayışınız, dizilere mübtelalığınız, hayvanlardan korkmanız...
Yok mu?
Deli olmadınız mı?
Herkes gibi, herkesin ortasında, burada, bu beyaz paltolu adamın yanında hâlâ "akıllı" olduğunuzu mu varsayıyorsunuz?
Durun sizi bir film enstantanesine götüreyim:
”Bu açıklanamaz, ama hissedersin. Hayatın boyunca dünyayla ilgili bazı şeylerin yanlış olduğunu hissetmişsindir. Ne olduğunu bilmezsin, ama o ordadır; beynine saplanmış bir kıymık parçası gibi… Seni deli eder.” Morpheus - The Matrix (1999)
Yok mu?
Delilik erdemdir buyruluyor ama.
"Olsun, ben deli değilim, olmayacağım, inadına akıllıyım..."
Aklına tüküreyim senin.
Ebuk'un facebook klasiği ile: "Uyandım, Allah uykumu kabul etsin" deyip içindeki deliliği uyandır.
Mesela;
Bir çiçek al ve götür eve bunun bir delilik olduğunu bile bile.
Korkma delilik karizmaya da iyi gelir. Ve nasılsa deliye her şeyi konuşmak serbesttir:
“… Evet insanlar kendilerini ne kadar bilgeliğe verirlerse mutluluktan o kadar uzaklaşırlar. O zaman, bizzat delilerden daha deli olduklarından, insan olduklarını unutur, tanrı gibi görünmek isterler... Demek ki insanlar, hayvanların cehaletine, deliliğine ellerinden geldiği kadar yaklaşmak, hal ve yapılarının üzerinde hiçbir şeye girişmemekledir ki, kendilerine eziyet eden, üzerlerine yüklenen sayısız sefaletlerin hissedilir şekilde azaldığını göreceklerdir.”
...
“Görüyorum ki bir son söz bekliyorsunuz; eğer burada size söylediğim bütün gevezelikleri hatırladığımı sanırsanız, gerçekten pek yanılırsınız. Grekler eskiden: Belleği fazla iyi olan davetliden nefret ederim, derlerdi; ben de size şimdi: Her şeyi hatırlayan bir dinleyiciden nefret ederim, diyorum. Elveda, Delilik’in yüksek ve aziz dostları; beni alkışlayınız; size sağlık ve güzel günler dilerim.” (Erasmus - Deliliğe Övgü)
Haydi gidip beş dakika deli olalım.
Sağlık bulalım, zinde olalım.
Ben bir kere oldum, akıllandım.
Baktım kolesterolüme, fazla kilolarıma, çabuk kızmalarıma iyi geliyor sıkça deli olayım dedim.
Siz hiç deli oldunuz mu?
...
O zaman nedir bu trafikteki haliniz? Maçlarda çıldırmalarınız, okul önlerinde kavgalarınız, şiddetli geçimsizlikleriniz, sokakları kirletişiniz, annelerinizi üzüşünüz, adam gibi yapmadığınız sorumluluklarınız, şiddete meyyal oluşunuz, şiir okumayışınız, dizilere mübtelalığınız, hayvanlardan korkmanız...
Yok mu?
Deli olmadınız mı?
Herkes gibi, herkesin ortasında, burada, bu beyaz paltolu adamın yanında hâlâ "akıllı" olduğunuzu mu varsayıyorsunuz?
Durun sizi bir film enstantanesine götüreyim:
”Bu açıklanamaz, ama hissedersin. Hayatın boyunca dünyayla ilgili bazı şeylerin yanlış olduğunu hissetmişsindir. Ne olduğunu bilmezsin, ama o ordadır; beynine saplanmış bir kıymık parçası gibi… Seni deli eder.” Morpheus - The Matrix (1999)
Yok mu?
Delilik erdemdir buyruluyor ama.
"Olsun, ben deli değilim, olmayacağım, inadına akıllıyım..."
Aklına tüküreyim senin.
Ebuk'un facebook klasiği ile: "Uyandım, Allah uykumu kabul etsin" deyip içindeki deliliği uyandır.
Mesela;
Bir çiçek al ve götür eve bunun bir delilik olduğunu bile bile.
Korkma delilik karizmaya da iyi gelir. Ve nasılsa deliye her şeyi konuşmak serbesttir:
“… Evet insanlar kendilerini ne kadar bilgeliğe verirlerse mutluluktan o kadar uzaklaşırlar. O zaman, bizzat delilerden daha deli olduklarından, insan olduklarını unutur, tanrı gibi görünmek isterler... Demek ki insanlar, hayvanların cehaletine, deliliğine ellerinden geldiği kadar yaklaşmak, hal ve yapılarının üzerinde hiçbir şeye girişmemekledir ki, kendilerine eziyet eden, üzerlerine yüklenen sayısız sefaletlerin hissedilir şekilde azaldığını göreceklerdir.”
...
“Görüyorum ki bir son söz bekliyorsunuz; eğer burada size söylediğim bütün gevezelikleri hatırladığımı sanırsanız, gerçekten pek yanılırsınız. Grekler eskiden: Belleği fazla iyi olan davetliden nefret ederim, derlerdi; ben de size şimdi: Her şeyi hatırlayan bir dinleyiciden nefret ederim, diyorum. Elveda, Delilik’in yüksek ve aziz dostları; beni alkışlayınız; size sağlık ve güzel günler dilerim.” (Erasmus - Deliliğe Övgü)
Haydi gidip beş dakika deli olalım.
Sağlık bulalım, zinde olalım.
Hiç yorum yok