Değişmek
Başımı içeri uzatıp seslendim:
"Program değiştiyse alayım."
Başka mevzular üzerine bağdaş kurmuş, derin değerlendirmelerde bulunuyorlarmış.
"Araba, ev filan mutluluk değil, huzur vermiyor. Adamın kafasının rahat olması gerek. Huzurlu olması gerek."
Hayda.
Kış sarmış bacayı.
Cuma yaklaşıyor. Islak bir güne uyanmış şehrin göğü suratını asmış, sohranıp duruyor.
Elimde mesai sonrasının soytarısına ait çanta, ıvır zıvır şeyler...
Karşımda yüreği dağ gibi ağırlaşmış bir adam.
"Ekmek, Kur'an hakkı için diyorum, bakın huzur yoksa hiçbir şey yoktur."
Hayatın bildik şifrelerine infial halinde bir serzeniş bu.
"Biliyorum" dedim. "Allah, dirlik ve düzenimizi elimizden almasın."
Yoksulluk ve yoksunluk üzerine kocaman kafalarımızla kayda değer düşünceler üretmeliyiz ki elimizdeki ekmek boğazımızdan geçsin, bölüşmenin lezzeti bizi sarsın.
Hayatın kodları ortalıkta duruyor. Kitaplarda yazanların ete kemiğe bürünmüş hâli Kutlu Nebi'nin hayatında. Bize balya balya, deste deste örnekler...
Şifre ellerimizde.
"Değiş", bir bak neleri "Değiştiriyorsun."
Huzur, peşinden koşan şanlı bir küheylan olmazsa ne olayım!..
Kapıyı çekerken baktım ülfet elimde kalmış. Derin bir nefesle salıverdim sesimi. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh...
Bir daha. Bir daha. Bir...
Hiç yorum yok