Yazmak için yaşıyoruz
Yaşam dibsiz bir kuyudur derler. Yazı da öyle. Girersin, çıkamazsın; bakarsın, göremezsin; yaşarsın, susarsın... Şöyle haykırırız sonra: Yazmak için yaşıyoruz.
Sonra.
Yazılmış bir yaşamı tekrar yazıyoruz.
Üzerinden gidiyoruz aynı kirli harflerin. Aynı ısssızlık, aynı benzerlik, aynı karalamalar...
Şekva halimiz "yazısız" bir sızıya düçar olmaklığımızdandır ve lakin döngü kör gözlerimizde. Ufkumuz dar, zihnimiz kirli, idrakimiz namüsait. Hal böyle iken ne yazan ne okuyan, ne söyleyen ne duyan mutabakat sağlayamıyor.
Yazısız bir topluma yakılan bir mum buradaki hurufat.
İşe yarar mı?
Bilemeyiz.
Delilik gömleği kendimize olmadık vazifeler üstlenmiyor muyuz?
Onlardan biri addediniz.
İnsan tutulmasına, tarih tutulmasına, dil tutulmasına bir ukelalık. Trajik bir tercih.
Şairle selam efendim:
"yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir?
-yaşama!
-ya bileydim?
yazar: mıydım
hiç: şiir."
Sonra.
Yazılmış bir yaşamı tekrar yazıyoruz.
Üzerinden gidiyoruz aynı kirli harflerin. Aynı ısssızlık, aynı benzerlik, aynı karalamalar...
Şekva halimiz "yazısız" bir sızıya düçar olmaklığımızdandır ve lakin döngü kör gözlerimizde. Ufkumuz dar, zihnimiz kirli, idrakimiz namüsait. Hal böyle iken ne yazan ne okuyan, ne söyleyen ne duyan mutabakat sağlayamıyor.
Yazısız bir topluma yakılan bir mum buradaki hurufat.
İşe yarar mı?
Bilemeyiz.
Delilik gömleği kendimize olmadık vazifeler üstlenmiyor muyuz?
Onlardan biri addediniz.
İnsan tutulmasına, tarih tutulmasına, dil tutulmasına bir ukelalık. Trajik bir tercih.
Şairle selam efendim:
"yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir?
-yaşama!
-ya bileydim?
yazar: mıydım
hiç: şiir."
Hiç yorum yok