Hepimiz Sözüz
Önce babayiğit bir alıntı yapalım:
“Sözcüklerden asla yeterince sakınmayız, öyle zararsız gibi durur sözcükler, tehlikeli bir hâlleri falan yoktur elbette, hava cıva, ağızdan çıkan birtakım sesler, etliye sütlüye karışmayan, kulaktan girip beynin o kocaman gevşek gri dokusunun müthiş sıkıntısı tarafından kolayca emilebilen. Onlardan sakınmayız, sözcüklerden, felaketler de öyle gelir zaten. Öyle sözcükler vardır ki, diğerlerinin arasına gizlenmiş taşa benzerler. Onlara öyle özel bir aşinalığınız da yoktur, oysa bir anda sahip olduğunuz hayatı, hem de tümünü birden, allak bullak ederler, hem zayıf hem de güçlü yönlerini… İşte o zaman da paniğe kapılırsınız… Çığ düşmüştür tepenize… Duyguların üzerinde sallanırsınız, öylesine, idam sehpasında gibi…” (Louis-Ferdinand Céline, Gecenin Sonuna Yolculuk, çev. Yiğit Bener, YKY, İstanbul 2002, s. 536)
Sonra diyelim ki:
Semboldür kelimeler. Bizim onlara verdiğimiz anlamlardan oluşurlar. Anlam taşırlar. "Taş" deyince taş'ı anlarız, "kar" deyince kar'ı... “Sözcüklerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.” diyen Konfiçyus üstteki paragrafa da işaret ediyor aslında. Ağızdan bir anda çıkıveren sözcük, muhatabınız için infilak etkisi yapabilir. Öyleyse ayrım şu olabilir: "İnsanlar, söylemedikleri sözlerin efendisi, söyledikleri sözlerin kölesidir."
Yani sus.
Nasıl?
Şöyle: “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse, ya güzel söz söylesin, ya da sussun.”
Kan durdurmuyor. Sistem mukallid. Konuş diyor, ağzımızda mikrofonlar. Şair konuşuyor:
"Türkiye’de Hrant Dink’in cenazesi için toplanan kalabalıklar başörtüsü için toplandılar mı!" ( İsmet Özel)
Şair bu, niyet taşımadan açıkça söylüyor. Ölç şimdi sözün gücünü. Susamıyorsan, bir şeyler konuşuyorsan sözün şiddetine kulak ver, rihtere bağla."
"Hepimiz Ermeniyiz" mi yani?
Ama şu var değil mi?
"Doğu Türkistan'da, Kırım'da, Kerkük'te, Süleymaniye'de öldürülen onbinlerce Türk, binlerce aydın için "Hepimiz Türküz"; Filistin'de öldürülen onbinler için "hepimiz Arabız"; Grozni'de öldürülen, Zeytinburnu'nda infaz edilen Çeçenler için "hepimiz Çeçen'iz", yenilip bitirilen, katledilip yakılan milyonlarca Afrikalı için "hepimiz zenciyiz" diye haykırmayanlar bugün "Hepimiz Ermeniyiz" diyorlar"
Eyvah. Çığ sökün etti, koptu geliyor.
Sussak?
Geçti artık...
Ne yapalım?
Önce susalım, sonra susalım, bir daha susalım...
Anlamadım!..
"Sen de haklısın"
“Sözcüklerden asla yeterince sakınmayız, öyle zararsız gibi durur sözcükler, tehlikeli bir hâlleri falan yoktur elbette, hava cıva, ağızdan çıkan birtakım sesler, etliye sütlüye karışmayan, kulaktan girip beynin o kocaman gevşek gri dokusunun müthiş sıkıntısı tarafından kolayca emilebilen. Onlardan sakınmayız, sözcüklerden, felaketler de öyle gelir zaten. Öyle sözcükler vardır ki, diğerlerinin arasına gizlenmiş taşa benzerler. Onlara öyle özel bir aşinalığınız da yoktur, oysa bir anda sahip olduğunuz hayatı, hem de tümünü birden, allak bullak ederler, hem zayıf hem de güçlü yönlerini… İşte o zaman da paniğe kapılırsınız… Çığ düşmüştür tepenize… Duyguların üzerinde sallanırsınız, öylesine, idam sehpasında gibi…” (Louis-Ferdinand Céline, Gecenin Sonuna Yolculuk, çev. Yiğit Bener, YKY, İstanbul 2002, s. 536)
Sonra diyelim ki:
Semboldür kelimeler. Bizim onlara verdiğimiz anlamlardan oluşurlar. Anlam taşırlar. "Taş" deyince taş'ı anlarız, "kar" deyince kar'ı... “Sözcüklerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.” diyen Konfiçyus üstteki paragrafa da işaret ediyor aslında. Ağızdan bir anda çıkıveren sözcük, muhatabınız için infilak etkisi yapabilir. Öyleyse ayrım şu olabilir: "İnsanlar, söylemedikleri sözlerin efendisi, söyledikleri sözlerin kölesidir."
Yani sus.
Nasıl?
Şöyle: “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse, ya güzel söz söylesin, ya da sussun.”
Kan durdurmuyor. Sistem mukallid. Konuş diyor, ağzımızda mikrofonlar. Şair konuşuyor:
"Türkiye’de Hrant Dink’in cenazesi için toplanan kalabalıklar başörtüsü için toplandılar mı!" ( İsmet Özel)
Şair bu, niyet taşımadan açıkça söylüyor. Ölç şimdi sözün gücünü. Susamıyorsan, bir şeyler konuşuyorsan sözün şiddetine kulak ver, rihtere bağla."
"Hepimiz Ermeniyiz" mi yani?
Ama şu var değil mi?
"Doğu Türkistan'da, Kırım'da, Kerkük'te, Süleymaniye'de öldürülen onbinlerce Türk, binlerce aydın için "Hepimiz Türküz"; Filistin'de öldürülen onbinler için "hepimiz Arabız"; Grozni'de öldürülen, Zeytinburnu'nda infaz edilen Çeçenler için "hepimiz Çeçen'iz", yenilip bitirilen, katledilip yakılan milyonlarca Afrikalı için "hepimiz zenciyiz" diye haykırmayanlar bugün "Hepimiz Ermeniyiz" diyorlar"
Eyvah. Çığ sökün etti, koptu geliyor.
Sussak?
Geçti artık...
Ne yapalım?
Önce susalım, sonra susalım, bir daha susalım...
Anlamadım!..
"Sen de haklısın"
Hiç yorum yok