Allah'ım Amin
Zilhicce ayının dokuzuncu günü...
Günlerden Arefe. Günlerin en güzeli, en faziletlisi.
Mekanlardan mahşer.
Arefe bilmek, anlamak, idrak etmek, farkında olmak...
Biliyor musun?
Neyi biliyorsun?
İlk insanın Rabbini tanıdığı yere, insanlık akıyor. Mahşer.
Nemire Mescidi. Güm güm yüreği. Mahşer.
Sen neredesin?
Niçin yürekte bukağı?
Niçin gözlerin kapalı, aklın suskun?
Bilmediğini olsun biliyor musun?
Biliyorum.
Allah'ım Amin.
Rabbim beni bana bildir, seni bildir.
Arafatta duaya açılan ellerin aminlerine kat beni.
Uzağım, yakın eyle. Mahzunum mesrur eyle. İşte sözüm, Bey'atimi kabul eyle.
Ve Rabbim;
Affedilmedik hiç bir günahımı,
Setredilmedik hiç bir ayıbımı,
Giderilmedik hiç bir sıkıntımı,
Karşılanmadık hiç bir ihtiyacımı,
Ödenmeyecek hiç bir borcumu,
İyileşmeyecek hiç bir derdimi,
Şifa bulmayacak hiç bir hastalığımı,
Onulmayacak hiç bir yaramı,
Bırakma.
Arafata akıt yüreğimi.
Nasip ya Rabbi. Nasip!..
Ve Rabbim;
“Rabbinizden af ve mağfiret dileyin ki;
O size gökten bol ve bereketli Yağmurlar indirsin,
Sizi Mallar ve oğullarla donatsın, Gücünüze güç katsın,
Sizin için bağlar-bahçeler yapsın, Irmaklar akıtsın”,
Buyuruyorsun.
Affet Rabbim. Kapında biçare.
lebbeyk allâhumme lebbeyk
lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk
innel-hamde ven-ni'mete leke vel-mulk
lâ şerîke lek
Buyur Allah'ım, geldim
Buyur ki ortağın yok Senin
Hamd Senin, nimet Senin, mülk Senin
Ortağın yok Senin
Allah'ım Amin.
Hiç yorum yok